Yani Midilli’nin yemekleri güzel derlerdi de inanmazdim.
Biz Istanbul’luyuz abi, baligin, mezenin, rakinin en babasini görmüsüz yani, bir ada nasil yeni biseyler ögretsin bana?!
Ilk geldigimiz gece “Aciiizzz! Acik lokanta vardir insallah…” deyip attik kendimizi sokaga. Zaten Skala Eressos bir sahilden ibaret. O sahil boyunca yaklasik 10 tane lokanta vardir. Sahile paralel, dik bikac sokak daha var, yani oralarda da toplasan 5-6 lokanta olsa, anlayin siz yani…
Ilk gece Karavogiannos diye bir lokantaya gidiyoruz. Sanirim bos masasi olan tek yer olmasi olabilir. Ilk basta ciddi iletisim güclügü cekiyoruz. Raki istemek zor geliyor. Yani adinin uzo oldugunu bilmedigimizden degil, ama benim uzo diye ictigim seylerin raki ile uzaktan yakindan alakasi yoktu bugüne dek. O yüzden de heriflerin uzosunu asagilayip dururdum.
Nitekim sahibi olan community üyesi her halinden belli kadina basladim derdimi anlatmaya. Uzo istemedegimi, “raki” (son harfini i diye okuyaraktan…) istedigimi söyledim. Kadincagiz (dogal olarak) anlamadi. Nihayet bana bi sise bisey getirdi (20’lik). Bardaga doldurup suyu koyunca beyazladigi filan yok. Bu ne abi, korku filmi gibi. Simdi ben bunca baligin yaninda bi raki icemeyecek miyim? Keske yanimda getirseydim derken, tek basina seyahat etmemenin faydasini gördüm ve gelen diger siseyi deneme teklifi aldim. Baktim renk su dökünce beyazliyor. Bir de tadalim bakalim sunu. Aman yarabbi!!! Bu ne lezzettir. Yumusacik yag gibi iniyor midene. Ben böyle raki icmedim. Adi ne bunun? Uzo mu? What?!
Karavogiannos gündüzleri bos oluyor
Getirdikleri diger siseyi aynen uzo sisesi ile degis tokus edip masa arkadasima kakaliyorum. (Meger o da sakiz rakisi imis, vatandas bayiliyor ama bana uygun degil tadi…)
Simdi burada bir ara verip Midilli’deki uzo olayina bir aciklik getirmem gerekiyor. Bunlari sonraki günlerde ögrendim, ilk gece degil tabii..
Bi kere Midilli’de kökeni bilmem ne zamana ulasan bir raki (nam-i diger uzo) gelenegi varmis. Ve iddia ediyorum, adamlar dünyanin en iyi rakilarini bu adada üretiyorlar.
Genelde 20’lik siselerde getiriyorlar. Bi sisenin lokanta satis fiyati 5-6 Euro. Assos’da bildiginiz 20’lik Yeni Raki’yi 28 TL’ya (= 14 Euro) kakalamislardi.
Tadlari inanilmaz güzel. Özellikle %40’lik olanlari, markasi ne olursa olsun süper iniyor mideye. Ne bir yanma ne birsey.
Tanrim raki cennetindeyim. Adamlara ciddi anlamda hayranlik duydum.
Raki mi istemistiniz, hangisinden verelim?!
Midilli, hayatimi kaydirdin. Nasil ki Alman biralarini tattiktan sonra artik Efes icemiyorsam, sanirim kendi vatanimda raki balik zevkimi de bir daha asla eskisi gibi keyif alarak yasayamayacagim.. Offf… Cehalet meger bir nimetmis…
Yani raki olur da meze olmaz mi diyeceksiniz. Aynen dogru. Adada birkac gün icinde tattigimiz deniz ürünleri ve mezenin tadini size anlatmam mümkün degil.
Baliklardan baslayalim. Bikere adamlar baligi kekikleyip öyle kizartiyorlar. Inanilmaz bir lezzet veriyor. Neredeyse basinda oturup aglayacaktim. Ayni aglama hissi Blue Sardine isimli lokantada mezeleri tadarken de geldi. Ben hayatimda öyle kabak cicegi dolmasi yemedim, allah cezami versin ki.
Adamlarin haydarisinin adi caciki. Ama yogurdu artik nasil yapiyorlarsa, 1 numara. Beyaz peynirin adi feta. Tadi ise inanilmaz güzel.
Temel mezeler: sardalya, domates salatasi, cacik ve feta... ve Uzo...
Kizarmis kabak cicegi dolmasi (börek gibi oluyor…), patlican salatalari, biber dolmalari (domatesle pisiriyorlar zeytinyagli ama sicak servis yapiliyor…) da unutamadiklarimdan. Ayrica güneste kurutulmus domates tursusu, midye güvec (peynirle yapiyorlar, yikiliyorrr…), tuzlanmis sardalyalari, izgara mürekkep baligi (kalamar), izgara ahtapot da diger sanat eseri kategorisindeki mezelerden. Son olarak da karides salatasini belirtmeden gecemeyecegim. Mayonezli tursulu getiriyorlar süper oluyor. Ama isteyene limonlu zeytinyagli karides de getiriyorlar..
Eressos'un obez karidesleri...
Domates salatasi benim gibi bir domates fetisisti icin bir nimet. Inanilmaz sahane domatesleri var. Biber, sogan ve zeytinle servis yapiyorlar veya rokali getiriyorlar. Arka planda sürekli mükemmel bir zeytinyagi tadi var.
Fiyatlar, balik yerseniz (bir 20’lik raki dahil) iki kisi icin 50 Euro (4-5 cesit meze dahil), balik yemezseniz ve meze ile karin doyurursaniz (ki bu hic zor degil!!) iki kisi icin 30 Euro ve bence son derece normal, hatta Istanbul standartlarinin altinda. Daha lezzetli olmasi da cabasi.
Evet, ne derseniz deyin. Midilli mutfagi bizi asmis gitmis. Blue Sardine lokantasinin sahibi Kosta diye sakalli bi herif. Ama yemek seciminde sizin masaya oturup size danismanlik yapiyor. Gözlerim bugulanmis bir sekilde kabak cicegi dolmasini yerken dayanamadim adami cagirdim ve dedim ki: “Biliyor musun, ben Türküm.” Farkinda oldugunu söyledi. “Sizin mutfaginiz bizimkini asmis.” dedim. Adam hem sanatci hem de mütevazi: “Elimizden geleni yapiyoruz.” dedi. Yerim senin tevazunu ben dostum.
Sol bastaki mütevazi Kostas, sag bastaki de lezbiyen ascisi..
Deniz kiyisinda seriyorsunuz havlulari hasirlari, ögle yemeginde raki-meze-balik olayinda her türlü kafayi buluyorsunuz, sonra cup masmavi denize oradan da günesin altinda ögleden sonra uykusuna. Aksam üstü odaya dönüp bi dus biraz chillout yapip, “Eh aciktik galiba..” deyip yeni damak zevkleri arayisina cikiyorsunuz..
Soulatso restoranda en sonunda itis kakis bir masa bulabildik, deniz kiyisinda hehe.
On lokantanin her birinin de ayri spesyaliteleri var, daha hepsini deneyemedik, cildiracagiz…
Iki günde kiyafetler dar gelmeye basladi, simdi anladik bu Midilli sakinlerinin obezite sinirinda yasayip da böyle mutlu görünmelerinin nedenini.
Adamlar uzo-meze takilip high oluyorlarmis meger…. Tanrim burada catlayarak ölmek istiyorum…
Aramizda tartisirken, nasil oluyor da bu baliklar karsi kiyida (yani bizim tarafta…) cikmiyor diye, bizim balikcilarin balik tutamadiklarinda hemfikir olduk.. Yani adamlarin balik cesitleri inanilmaz fazla. Kalamar istediginizde masaya bütün bir kalamar getiriyorlar. Böylece meshur kalamarin gercek boyutlarini da görmüs oldum.
Iste bizi neredeyse ayiran hain kalamar..
Zavalli ahtapotlari öyle günese asiyorlar sonra parca parca kesip kizartip masaya getiriyorlar.
Ahtapotun hazin sonu... En azindan romantik...
O ahtapot böyle geliyor masaya.
Genelde her yemek sonrasi bedava bir karpuz tabagi geliyor masaya. Ben Istanbul’da cok arayip da artik bulamadigim revaniyi nihayet burada yiyebildim. Yarabbi limon kabugunun tadi damagimda kaldi, eski usul bildigim belledigim sekilde yapiyorlar revaniyi, Istanbul’daki gibi serbet banyosu yaptirilmis bicimde degil… Alternatif olarak dondurmali da yiyebiliyorsunuz.
Acaba diyordum biz de eskiden böyle mi yiyorduk Istanbul’da, göc olayiyla yerlesen kebap kültürü Istanbul bogaz mutfaginin icine mi etti?
Sanirim aci ama gercek bu. Böyle isin icine edeyim. Efkarlandim, cek oradan bi uzooo… Offff….
Efkarli sepet (geceleri tüm kediler gridir..)