Farkettim ki haftalardir bloguma ilgi göstermemisim. Tabii sonucta okuyan sayisi da düsmüs ister istemez..
Ama birden fazla özrüm var.. Hic kicimin üzerinde oturmadim ki, ne zaman yazmaya vaktim olsun..
Nihayet bu hafta sonu evimdeyim ve eger simdi yazmazsam, anilar kafamdan silinmeye baslayacak.. O yüzden ben en iyisi lafi fazla uzatmadan baslayayim… 🙂
Varan 1: Gözlerime lazer yaptirdim!
Bir gün balkonda oturuyoruz bogaza karsi üc kafadar, laf lazer operasyonlarindan acildi. “Aaa, filanca da yaptirmis, bilmem kim de cizdirmis..” filan derken, “Yahu,” dedim “ben de yaptiriiim artik bari.. Hem madem fiyati da uygun.” Bir yerden tanidik bir uzman bulduk, randevu gününü de ayarladik.. Tabii bende bir heyecan, bir heyecan anlatamam.. Gözleri cizidirmek icabinda kestaneyi cizdirmekten bile daha vahim.. Kestaneyi cizdirince en fazla travma yasarsin, gözler öyle mi..
Tabii tüm dostlarimi operasyon öncesi bir bir gezip gördüm… Hani ya bi daha göremezsem diye..
Neyse derken büyük gün geldi, yattik ameliyat masasina.. Doktor cok sevimli, habire beni rahatlatip duruyor.. “Bakin simdi yesil bi nokta göreceksiniz, hep ona odaklanin..” Lakin bir süre sonra gözler karariyor.. Kirmizi yesil isiklar filan derken sanki uzay bosluguna bakiyormus gibi hissediyorsunuz.. Ortalik rengarenk yildizlarla doluyor. Sonra birden görüntü yerine geliyor.. Derken ikinci göz… Onda da artik kafa daha rahat oluyor.. Nasilsa bir kez yasanmislik var yani üc dakika evvel.. 🙂
Hersey toplamda 20 dakika sürdü belki. Toplam yildiz görme süresi de göz basina en fazla 15 saniyedir belki.. Oldu da bitti maassallah.. 🙂
Ondan sonraki saatler gözler yaniyor, batiyor. Velhasil felaket bir durum..
Insan bir yandan “Acaba ise yaradi mi” diye sürekli etrafa bakma ihtiyaci duyuyor.. Ama gözleri fazla zorlamamak lazim. Nitekim saat basi damla damlatip vurup kafayi uyudum.
Ertesi sabah uyandigimda kalkip camdan baktim: “Vay canina!” Gercekten de ilk defa gözlüksüz net bir görüntü. Arada bir gözler bulutlaniyor, ama belli ki olmus. Ayni gün arabaya atlayip ameliyat sonrasi kontrole gidiyorum.. Ameliyat gayet basarili olmus, seviniyorum.. Arabayi da kullanan benim bu arada, hem de gözlüksüz. Inanilmaz ama gercek!!! 🙂
Asil zorluk onu izleyen iki haftaymis megerse. Gözler calisiyor gerci ama beyne bunu nasil anlatacagiz.. Gözler bir karariyor, bir bulaniyor… Isiklara bakinca sirf yildiz görüyorum.. “Acaba hata mi ettim” filan deyip cevremdeki herkesin gününü zehir etmeye basliyorum..
En popüler mesgalem de, birilerini yanima cagirip uzaktaki bir yaziyi okutmak.. Sonra da kendim okumaya calisip habire kendimi test ediyorum.. Sinirler sürekli gergin.. Doktorumu ariyorum, daha fazla damla damlatmami söylüyor.. Gözlerim kuruyormus.. Dedigini yapiyorum…
Derken ameliyatin üzerinden iki hafta geciyor. Veeee birgün bakiyorum ki, gözlerde ne yanma ne batma, görüntü cam gibi.. Inanamiyorum, demek ki gercekten ise yariyormus..
Su anda muhtesem balkonumda oturuyorum ve hic sorunsuz blogumu yaziyorum.. Sonra gözlerimi uzaklara ceviriyorum, renkler muhtesem, detaylar mükemmel.. Hayat güzel netekim..
Bu vesileyle haflarca beynini oydugum sevgilim ve tüm dostlarima, bana gözlerimi armagan eden doktoruma ictenlikle tesekkür ediyorum..
Velhasil kelam: “I see!” 🙂