BascatLes temps sont mauvais, attention à vos fesses sepsepet

0 Nihayet buldum beni sikan seyin ne oldugunu….

sepsepet to Message in a bottle @ 17:10  

Aslinda negatif bir insan oldugum söylenemez.. Hayatta bisürü badire atlattim ve bunlari atlatirken gelecege hep umutla bakabildim.. Baskasi olsa muhtemelen psikolojik tedavi görüyor bile olabilirdi bunca yasanmisliktan sonra..

Taniyanlarim beni kuvvetli, iradeli, caliskan ve mücadeleci olarak tanimlarlar…

Yine de beni yillardir asagiya ceken bir sey var hayatimda… Adini bir türlü koyamadigim bir sey bu.. Sanirim sonunda derdimin ne oldugunu anlamaya baslamis bulunmaktayim… Özetle: Bana yalnizlik yaramiyor…

Simdi size biraz yasam tarzimi anlatmam gerekiyor… O zaman anlayacaksiniz yalnizliktan kastettigim seyi…

Benim meslegim bilgisayar üzerine kurulu bir meslek.. Zamanimin cogunu kulagimda müzik, bilgisayarimin basinda geciriyorum.. Yani günde yaklasik 8-10 saat kadar.. Bu 10 saatin yaklasik 30 dakikasinda birileriyle iletisim kuruyorum.. Genelde teknik konularla ilgili bir iletisim oluyor bu.. Ya da bu öglen ne yesek muhabbeti…

Sonra aksam oluyor ve ben bos caddelerden eve dönüyorum.. Evde beni bekleyen birileri olmadigi gibi, yasadigim sehirde arkadas olarak tanimlayabilecegim bir allahin kulu yok.. (Bir ara vardi ama onu da ikili iliski ucurumunun derinliklerinde kaybettim: Artik onun evinde bir sevgilisi var.. :))

Dolayisiyla aksam o bos eve gidip, televizyonumu acip (ki aslinda tv seyretmkten hic haz etmem!) karsisinda biseyler tikinmaya basliyorum.. Sonra belki bir yarim saat 45 dakika sevgilimle telefonlasiyoruz.. Bu telefon sohbetlerinin bana kazandirdigi temel duygu, sevgilimin benden birkac bin kilometre ötede yasiyor olmasi oluyor… Bu arada sevgilime yalnizliktan sikayet etmeye kalktigimda genelde azar isittigim icin, artik bu konuya deginmemeyi de tercih ediyorum… Susuyorum…

Sonra gecenin ilerleyen saatlerinde televizyon programi beni iyice baydiginda, kendime bir icki hazirliyor ve bir dvd koyuyorum… (Sanirim bu durumun her gece tekrarlanmasina tipta alkolizm deniyor… O yüzden haftanin iki-üc günü icmiyor ve kendimi kandiriyorum..) Eger sansliysam 1 saat icinde, degilsem de 2-4 saat icinde televizyonumun karsisinda siziyorum. Sonra gecenin bir saatinde kalkip kendimi yataga atiyorum.. Sabah calan calar saat beni uyandirana dek.

Genelde carsamba gününden itibaren iki günümü, günde yaklasik 1 saat ucuz ucak bileti sitelerinde Istanbul ucuslarini tarayarak geciriyorum.. Sonra ya ekonomik gücümün sinirlarini zorlayarak bir bilet aliyorum, ya da (ki genelde olan da bu!) alamadan cuma gününe ulasiyorum.

Sonra hafta sonu geliyor. Hafta sonlari en sinir bozan bölüm.. Cünkü genelde haftasonlari sokakta bagirip cagirip gruplar halinde gecen insanlari seyredip kiroluklarina küfrederken, bir yandan da icten ice onlarla beraber bögürme özlemi duyuyorum.. Ve tabii ki balkon kapimi kapatip kendimi tekrardan evime hapsediyorum…

Bu döngü yaklasik 3-6 haftalik kesintilere ugruyor. O kesintiler Istanbul’a gidislerim iste… Istanbul’a gittigimin genelde ikinci günü, yaklasik 2-5 gün sonra yine Istanbul’dan ayrilacagimi düsünüp kafayi yemeye basliyorum…

Sonra sevgilimle tartisiyoruz.. Ailemden insanlarla tartisiyoruz.. Sevgilimle tartisma nedenim ayri yasiyor olmamiz ve onun benim yanima hala tasinmiyor olmasi.. Ailemle tartisma nedenim Türkiye’ye fazla sikca geliyor ve fazla para harciyor olmam… Bu durum bende belli bir stres yaratiyor tabii.. Dolayisiyla Istanbul’dan ayrildigimda tam 24 saat süren bir tartismadan kurtulma rahatligi yasiyorum.. En gec 48 saat sonra ise yine ucak bileti sitelerinde gezinmeye basliyorum..

Günde agzimdan cikan cümle sayisi belki ortalama 400 filandir (sevgilimle telefonlarim dahil!). Her bir cümle 10 kelime olsa, bu günde 4000 kelime eder … Almanya’da yapilan bir arastirmaya göre bir insanin ortalama günlük söyledigi kelime sayisi 16.000 (onaltibin!) imis.

Yani ben yaklasik %25’lik bir performans gösterebiliyorum. Haftasonlari bu sayi daha da azaliyor. Bu durum sizin de kabul edeceginiz üzere asosyal bir duruma denk düser.. Nam-i diger “yalnizlik” yani…

Sürekli tünelin ucundaki isiga dogru yürüyüp de ulasamamak sinirlerimi bozuyor...

Sürekli tünelin ucundaki isiga dogru yürüyüp de ulasamamak sinirlerimi bozuyor...

Kendimi tek kisilik bir kogusa kapatilmis gibi hissediyorum… Sürekli tünelin ucundaki isiga dogru yürüyüp de ulasamamak sinirlerimi bozuyor…

Acilen hayatimi degistirmem gerekiyor sanirim… Belki de bol bol konusacagim, insanlarla iletisim icinde olabilecegim bir ise ihtiyacim var…

Yoksa 50’ime gelmeden sizofren olmaya ciddi anlamda adayim!

Yok mu bana uygun bir is teklifi olan?

Click here for English......

Leave a comment

*